Bir anda yok olan, şehirleri yıkılmadan toprağın altında kalan uygarlıkların sırrı ne?

Arkeoloji, Armagedon, Elektromanyetik savaş, Geçmiş teknoloji devirleri, Kavimlerin helakı, Süleyman aleyhisselam, Vezir Asaf, Yere batırılan kavimler, Zihin kontrolü,

Günümüz arkeologları, kazılar sonrası buldukları, nasıl olduğu anlaşılmaz bir şekilde bir anda toprak altında kalmış ve buna rağmen şehir düzeni bozulmamış, yıkılıp mahvolmamış yerleşim alanlarının sırlarını çözmek isterken, şu bilgileri de göz önünde bulundurmalılar.

"Beni Hak ile gönderen(Allah)e kasem ederim(yemin ederim) ki; Bu dünya tükenmez(yok olmaz), ehline(insanlara) yere batmak, suret değiştirmek ve taş yağmadıkça...

“Bu ne vakit olacak ya Rasulallah” dediler. Buyurdu ki; ne vakit kadınlar eğer üstüne oturacak(erkekler gibi söz ve idare sahibi olacak), çengiler artacak, yalan şehadetler(yeminler) yapılacak. İçki aşikare olacak, namaz kılanlar ehli şirkin(Allah'a ortak koşanların) kapları olan altın ve gümüşten kaplarla su içecekler, ve erkekler erkeklerle, kadınlar kadınlarla iktifa edecekler(cinsi ilişkiye girip, karşı cinslerine ihtiyaç duymayacak hale gelecekler). Bu günlerde siz kendinizi çekin(koruyun) ve başınıza taş yağmasına hazırlıklı olun ve korkun." Hadis-i Şerif, Ramuz el ehadis

İnsanlık tarihi boyunca, sayısız kavim, hak yoldan ayrılıp azgınlığa vardıkları için bir anda helak edildiler. Bunların kimisi bir anda toprak altında bırakıldı/yere geçirildi. Kimisi bir sebepten, bir anda topluca öldüler ve yüzleri maymunlara ve domuzlara döndürüldü. Kimine taş yağdı.


Kimine bulaşıcı hastalık ile kimine de başka bir kafir kavim saldırıları ile toplu ölüm geldi. Neticede, kendisini sebeplerin ardına gizlemeyi murat eden Hazreti Allah, yoldan çıkan kavimleri bir sebeple helak eyledi. Hazreti Allah sebeplerle yaratma adetini çok nadiren bozdu ve bu hallerin adına mucizekeramet ya da sihir denildi. Sebeplerle yaratmayıp harikulade, fevkalade bir şekilde, sebepleri aradan çıkararak, bir peygamberin elinde yarattı ise mucize oldu. Bir velinin-dostunun elinde yarattı ise keramet denildi. Bir kafirin elinde ise istidraç-sihir denildi.

Arkeologlar bilmeliler ki, Allahü Teala bir kavmi bir anda helak edip yerin dibine geçirirken bile araya sebepler koydu. Sünnetullah bozulmadı. Belki de başka kavimlerin sahip oldukları ileri teknoloji silahları vesile etti. Artık hiç şüpheye yer bırakmayacak şekilde meydana çıktı ki Nuh aleyhisselam, Süleyman aleyhisselam ve Hz. Zülkarneyn dönemlerinde bizim şu anda ulaştığımızdan çok daha yüksek teknoloji vardı. Öyle görünüyor ki, o dönemlerin insanları, günümüz insanlarının geliştirdiği HAARP isimli iklim kontrol ve deprem silahlarından daha da güçlüsünü geliştirmişler. Hz. Allah ayet-i kerime'de(Nuh suresi, ayet:15) Nuh aleyhisselamın kavmine hitaben "Görmüyor musunuz, Allah yedi kat semayı nasıl yaratmış?" diye sorduğunu haber veriyor. Bir takım teknik aletler ile dünya semasını(uzayı) aşıp birinci kat semayı ve daha da yukarısını, ta yedinci kat semaya kadar görmüş, izlemiş ve belki de incelemiş olmasalar, neden onlara böyle sorulsun? "Görmüyor musunuz?" denilsin? Zaten inkarcı olup iman etmemiş bir kavme, bir vesile ile görememişler ise, yedi kat sema için "Görmüyor musunuz?" diye sorulur mu?


İyi bilinmeli ki;


- Bu dünyada bizden önce de teknoloji çağı ya da çağları yaşandı.

- Teknoloji çağlarında yaşayanlar, başlarında peygamberleri bulunmasına, kendilerini ikaz etmesine, mucizeler göstermesine, belaların geleceğini haber vermesine, bu belalar önce ufak ufak gelmeye başlamasına(geçim sıkıntısı, kıtlık, kazalar, iç savaşlar, terör, bulaşıcı hastalıklar v.s.) rağmen yine de iman edip istikamete girmediler ve teknolojik güçleri ve imkanları, onları daha da yoldan çıkarttı. Sonuçta helak edildiler.

- Bu yüksek teknoloji, Süleyman aleyhisselam zamanında yeryüzünden kaldırıldı. Süleyman aleyhisselam yeryüzünden fen ilimlerini kaldırma vazifesini veziri Asaf'a verdi. 
- Piramitler ve geçmişten izleri kalmış ve bulunduğunda açıklanamayan daha pek çok şeyler bu dönemde yapıldı. Süleyman aleyhisselam bir günde ordusundan 300 bin askeri havadan naklediyordu. Emrine rüzgarın verilmesi, uçan devasa vasıtalar yapıp kullandıklarına işaret ediyor. Nuh aleyhisselamın gemisi ise muhtemelen halen daha ulaşamadığımız bir teknoloji ile yapılmış, korkunç büyüklükte ve sağlamlıkta bir gemi...

Teknolojik imkanlara sahip olunan dönemlerde insanlar, bu imkanları hayra kullanıp cennet misali bir hayat yaşamak yerine, şerre kullanıp hayatı cehennem azabına çeviren, akıl almaz zulümler yapılan bir dünyada yaşamayı tercih ediyorlar. Diğer dönemlere kıyasla çok daha çabuk yoldan çıkıyorlar, çok daha tarifsiz zulümler yapıp, kul hakkına giriyorlar. (Zihin kontrolü, uzaktan sinir sistemi denetimi, cinnete sokma, sanal karanlıklara sokma, psikolojileri ve akıl sağlığını bozma, hafızayı silme, programlanmışcasına üretilebilen özel virüslerle bir şahsa ya da topluma saldırma, nükleer silahlar ile bir anda, kadın, çocuk, bebek, ihtiyar, masum ve sivil diye ayırt etmeden bir kaç şehri yok etmek, bir toplumun gıdaları ile oynayıp tamamını hasta etmek, çok ucuza kürtajlar yapıp hemen her gün binlerce masum bebeği katletmek, başka insanların en mahrem sırlarını gelişen cihazlarla dinlemek ve hatta izlemek ve daha benzeri yüzlerce büyük cürüm, ancak yüksek teknoloji çağlarında yapılabilir ya da bu derece yaygınlaşabilir.)

- Ve en kötüsü ise, tarih tekerrür ediyor ve dünyamız yeniden toplu helake ve sonrasında teknolojinin kaldırılmasına doğru gidiyor.

Hadis-i şerifler, Amik ovasından(Türkiye Suriye sınırından) patlak verecek 3. dünya savaşında da çok sayıda YERE GEÇİRİLME hadisesi yaşanacağını haber veriyor. (Öyle görünüyor ki, çoktan başlamış olan 3. dünya savaşında savaşacak taraflardan biri ya da her ikisi de, bu tür silahları çoktan geliştirdiler. ABD eski başkanı Bush, beklenmedik şekilde Rusya Devlet Başkanı Putin'in ayağına gidip "Startejik silahları kullanmama antlaşması" yaptıktan sonra, neden kimsenin "Bu stratejik silahlar nedir? Nükleer silahlara dair zaten bir gizlilik yok ve çeşitli antlaşmalar var. O halde nedir bu gizli silahlar?" diye sormadığını düşünüyor musunuz?)

- Bu dünyanın kuralı budur: Ne kadar küfür ve isyan-günah, o kadar bela, musibet, savaş, kaza, iç savaş, terör, bulaşıcı hastalık ve bütün bunlar yetmez ise dünya savaşı, stratejik silahlar, binalar sapasağlam dururken yapılan elektromanyetik silah saldırıları ile bütün bir toplumun bir anda cansız yere düşmesi, dünyanın doğal dengesini bozan elektromanyetik silahlar ile bir bölgede yer yüzünün toprağının okyanusun dalgaları gibi dalgalanıp üstündeki yapıları altına alması ve sonuçta ne sebeple olursa olsun helak...

Arkeologlar, daha çok soru sormalı... Daha çok cevap aramalı. 
Mehmet Fahri Sertkaya 


Not: Sitemizde, bu iddiaların ispatı niteliğinde onlarca farklı yayın bulunmaktadır. Genel bir inceleme ve araştırma yapmadan yorum yapmamanızı tavsiye ederiz.






Uzay ve dünya dışı yaşam konularında birbirinden dikkat çekici yayınlar www.SpaceExplorer.TV sitemizde

0 yorum:

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.